Türk Tarihi

VİKİNGLER

0 7.151

Selim KARAGÖZ

Vikingler, İngiltere’nin etnik yapısına, kültürüne, diline büyük etkilerde bulunmuşlardır. Günümüz İngilizcesinde yüzlerce İskandinavya kökenli kelime vardır. Husband, fellow, law, outlaw, knife, egg, race, thrift, window, sister gibi oldukça temel ve yaygın olan kelimeler skirt, ski, sky gibi-sk- ile başlayan kelimeler İskandinavya kökenlidir.

Vikingler, Avrupa tarihinde kalıcı etki bırakmış halk­lardandır. Avrupa tarihi dönemlere ayrılırken “Viking Çağı” diye bir başlık açılır. Viking Çağı, günümüz tarihçilerinin genel kabulüne göre MS 793 yılındaki Lindisfarne Manastırı saldırısı ile başladı. Vikingler, yaklaşık üç yüzyıl boyunca Ortaçağ Avrupa’sını ka­sıp kavurdular. Yine genel kabule göre Viking Çağı MS 1066’da Stamford Bridge Savaşı ile sona ermiştir. Viking etkisi, gerek yağmalarla, gerekse ticari faaliyet­lerle Kuzey Atlantik’ten İspanya içlerine, Rusya’nın nehir yollarından Bizans topraklarına ve Hazar De­nizi dolaylarına kadar yayıldı. Vikingler, genel algının aksine tek bir ordu halinde hareket eden ve müşterek bir ülkede yaşayan, aynı ırkın mensubu insanlar değillerdi. Norveçliler Kuzey Atlantik’te Faroe Adala­rı, İzlanda, Shetland ve Kuzey İskoçya’yı, kısmen de İrlanda ve Grönland’ı yağmalayıp kolonize ettiler. Ayrıca İngiltere’de ve Fransa’nın bir kısmında da et­kili oldular. İsveçliler Avrupa’nın doğusuna gittiler, bugünkü Rusya coğrafyasında nehir yollarını takip ederek Bizans ile Türklerle ve İslam dünyası ile ilişki­ler kurdular. Dinyeper’in kuzey havzasına yerleşerek Kiev Knezliğinin temellerini attılar. Danlar İngilte­re’de, kıta Avrupa’sında ve İrlanda’da aktif oldular.

Bir Viking gemisi, Durham 2002, s.30’dan naklen KARAGÖZ, Vikingler

Vikingler IX. yüzyıl boyunca Karolenjlere de ciddi saldırılar düzenlediler. Frankların manastırlarını, köy­lerini, kasabalarını, kentlerini yağmalayıp ticaret yol­larını bozup haraç alma yoluyla (Danegeld) devletin hazinesini tükettiler. Son derece iyi savaşçılar olan Vikingler, Karolenj topraklarında kamplar, koloniler kurarken, yerel vasallar da güçlenmeye, toprak ve tı­mar iddiasında bulunmaya başladılar. Vikinglerin se­bep olduğu bu gelişmeler devrin tarihinde önemli de­ğişimlere yol açmıştır. Bağdat’tan Amerika kıtasında Newfoundland’a kadar uzanan Viking etkisi en be­lirgin izlerinden birini kara Avrupası’nda, Frankların topraklarında bırakmıştır. Kral Şarlman, Viking saldı­rılarına karşı önlemler almıştır, fakat onun ölümün­den sonra ülke üçe bölünmüş ve bunda Vikinglerin etkisi çok büyük olmuştur. Vikinglerin özellikle 845 ve 885-86 yıllarında Paris’e gerçekleştirdikleri saldırı­ları Franklar güçlükle, ağır vergiler (Danegeld) vere­rek savuşturmuşlardır. Nihayet Vikingler 910 yılından itibaren Rollo önderliğinde Frankların topraklarına yerleşmişlerdir. Bu topraklar günümüze kadar gelen süreçte Normandiya olarak adlandırılmıştır.

RAB şöyle dedi: “Ülkede yaşayanların tümü üzerine Kuzeyden felaket salıverilecek”[1].

Anglo-Saksonların inanışına göre İncil’de geçen bu kehanet 8 Haziran 793’te kendileri için gerçekleş­mişti. Kronikte belirtildiğine göre Anglo-Saksonlar beraberinde büyük kıtlık ve kargaşa getiren bu olayı “beklenen korkunç alamet” olarak görüyorlardı. Bu ilk Viking saldırısı onlara göre işledikleri günahları­na karşı ilahi bir tokattı. Yani dönem İngiltere hal­kı Viking saldırılarının sebebini idrak edip çözüm üretmede aciz kalmışlardır.[2] Vikinglerin İngiltere’ye saldırıları hakkında bilgi veren en eski kaynak Anglo-­Sakson Kronikleridir. Bu kroniklerde MS 793 sene­sinde yaşananlardan şu şekilde bahsedilir: “MS 793. Bu yıl Northumbrialıların üzerine büyük hüzünler salan korkunç alametler belirdi: Bu alametler gökyü­zünü kaplayan koca ışık parçaları, büyük kasırgalar, ateş topları ve semada uçuşan ejderhalar gibiydiler.”[3] Vikingler İngiltere’ye saldırdıklarında İngiltere dört ana krallığa bölünmüş durumdaydı. Vikingler, bu dört krallıktan üçünü (East Anglia, Northumbria, Mercia) yıkmıştır. Diğer krallık Wessex ise kral Alfred’in cid­di direnişi sayesinde, Vikinglere vergi vermeyi kabul ederek yıkılmaktan kurtulmuştur. Viking saldırıları sonucu çeşitli krallıklar tek bir krallık altında (Wessex Krallığı) Büyük Alfred (859-899) komutasında birleşip Vikinglerden kurtulmuşlardır. Büyük Alfred’in diğer krallıkları himayesinde birleştirip oluşturduğu Wessex Krallığı sadece Vikingleri püskürtmekle kal­mamış, aynı zamanda İngiltere’yi bir krallık altında birleştirmede başrolü oynamıştır. Burada önemli olan bir nokta şudur ki; İngiltere tarihinde Vikinglerin yeri çok önemlidir. Çünkü Viking saldırıları olmadan bugün var olan üniter devlet konumundaki İngiltere olmayabilirdi. Vikingler İngilizlerin birleşmelerinde itici güç olmuştur diyebiliriz. Diğer taraftan Vikinglerin İngiltere’nin etnik yapısına, kültürüne, diline de büyük etkileri olmuştur. Örneğin günümüz İngiliz­cesinde yüzlerce İskandinavya kökenli kelime vardır. Husband, fellow, law, outlaw, knife, egg, race, thrift, window, sister gibi oldukça temel ve yaygın olan ke­limeler skirt, ski, sky gibi-sk- ile başlayan kelimeler İskandinavya kökenlidir.[4] Dan Vikinglerin iskân ettiği Kuzey İngiltere’deki birçok yer adı Danca kökenlidir Winthorpe gibi-thorpe ile ve Grimsby, Rugby, Selby, Barnby, Sotheby, Derby, Whitby, Aislaby, Balby gibi -by ile biten yer adları örnek verilebilir.[5] -by soneki eski Nors dilinde ‘çiftlik’ veya ‘köy’ anlamlarına gel­mektedir. Bu durumda örneğin Grimsby “Grim’in köyü” anlamına gelir. Sadece Yorkshire’de -by ile bi­ten 210 yer adı vardır; Lincolnshire’da 220 adet Eski Nors kökenli yer adı bulunmaktadır.[6] Bu isimlerin lis­tesi uzayıp gidebilir.

Osenberg gemisi kazı çalışmaları, Norveç 1904 (Karagöz, Vikingler)

Vikingler, İrlanda’da da varlık göstermişlerdir. İrlan­da’da Viking Çağının ne zaman başladığını ve bittiğini söylemek oldukça güçtür. Fakat genel olarak süreci 790’lardan 1170’e kadar götürmek mümkündür. Bu­rada özellikle Dublin Hiberno-Nors Krallığı (852­-902) dikkat çekicidir. Vikingler IX. yüzyılın başlarında Shetland Adaları’na yerleşmişlerdi. Bundan kısa süre sonra, IX. yüzyılın ortalarında Faroe Adaları’nı keş­fettiler. Buraya da yine Norveçliler yerleştiler. Hem Shetlands hem de Faroe Adaları, Kuzey Atlantik’te yolculuk yapan her denizci için (İzlanda’ya yolculuk edenler de dâhil) oldukça önemli durak yerleriydi. Vikinglerden İzlanda’ya gittiğini sandığımız ilk kişi Gardar adlı bir İsveçli tüccardı.[7] Gardar, hem Danimarka’da hem de Faroe Adalarında mülkü olan bir tüccardı. O aslında Faroe Adalarına gitmek için yola çıkmıştı fakat orayı kaçırdı ve şans eseri İzlanda’yı buldu. Adanın doğu bölümüne ulaşan Gardar, etrafı­nı turlayıp burasının bir ada olduğuna emin oldu, ada­yı dolaşarak burada yaşayan kimse olmadığını gördü ve İskandinavya’ya geri dönerek gördüklerini anlattı. Bu olayın MS 870 civarında olduğu düşünülmektedir. Kuzey Amerika’ya giden Vikingler öncelikle Grönland’ı keşfettiler. Grönland’ın keşfi birçok açıdan İzlanda’nın keşfinin tekrarı gibi olmuştur denilebilir. Norveç ile İzlanda arasında gerçekleştirilen deniz yolculuklarında gemiler sıkça yoldan sapıyor, başka tarafa gidip kaybolabiliyorlardı. Bu yol kayıplarında muhtemelen İzlandalılar batılarındaki büyük toprak parçasından haberdardılar, fakat Kızıl Erik’e kadar oraya gidip yerleşme düşüncesinde olan kimse olmadı.[8] Kuzey Amerika da tıpkı İzlanda ve Grönland gibi kazara keşfedilmiştir. 985 yılında Bjarni Herjulfson adlı Viking tüccar, Norveç’ten Grönland’a giderken yolunu kaybetti. Grönland adasını kaçırdı ve Amerika Kıtasına gitti.[9] Vikinglerin Amerika’daki varlıkları kısa olmuştur ve şunu belirtmek gerekir ki Amerika’ya giden Vikinglerin sayısı oldukça azdı. Silah teknolojisi olarak yerlilerden öndeydiler fakat sayı olarak çok az­dılar.

Doğu Vikingleri (Rus) ve Diğer Halklarla İlişkileri

Doğuya, Doğu Avrupa’ya, bugünkü Rusya içlerine, hatta Bağdat pazarlarına kadar giden Vikingler, İsveç kökenli ve İsveç’ten çıkıp gelen Vikinglerdi. Kaynak­larda bazı Dan ve Fin gruplar da dile getirilir fakat ezici çoğunluk İsveçlilerdir. Bu İsveçli Vikingler kay­naklarda iki şekilde anılırlar. Bunlardan birisi “Rus” kelimesidir. Kelimenin kökeni ve anlamı tam olarak bilinmemekte, hakkında bazı yorumlar yapılmaktadır. Diğeri ise; özellikle sonraları yaygınlaşan bir kelime olan “Varangian veya Vareg” Varangian’ın anlamı, “yağmacı, yağma yapan adam”dır. Bu daha sonra­ları X. yüzyılda, XI. yüzyılda Bizans’ın başkenti İs­tanbul’da Bizans imparatoruna hizmet eden Doğu Vikinglerini betimlemek için kullanılmıştır. Her iki kelime de doğudaki (bugünkü Ukrayna ve Rusya top­raklarındaki) Vikingler için kullanılmıştır.[10] Belirttiği­miz gibi Karadeniz’in kuzeyinde Vikingler ile ticaret; savaşlar ve antlaşmalar yoluyla irtibata geçmiş Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler, Kumanlar gibi önemli Türk grupları da vardı. Bulgarların güneyinde, aşağı Volga bölgesinde Hazarlar vardı. Hazarların Hazar Denizi’nin Kuzeybatı ucundaki büyük pazar kenti Atil son derece önemli bir ticaret noktasıydı. Bulgarlar ve Ha­zarlar, Volga Nehri hinterlandını ve nehrin ticaret akı­şını kontrol ediyorlardı. Bu halklar Vikinglerin iletişi­me geçtiği ilk büyük halklardı. Erken VIII. yüzyıldan itibaren Vikingler gemileriyle Volga Nehri boyunca yukarıda açıkladığımız yoldan gelip Bulgar ülkesine, ardından da Hazar ülkesine girip bu halkların büyük pazarlarında ticaret yapıyorlardı.[11] Viking çağının ya­şanmasına etki eden en önemli unsurlardan birisi de hiç şüphesiz Viking gemileriydi. İskandinavyalılar, başka kimsede olmayan özelliklerde savaş gemilerine sahiplerdi. Bu gemiler, Akdeniz dünyası gemilerinin sahip olduğu özel işçilik ve rahatlığa sahip değillerdi, çünkü Viking gemilerinin inşa amacında öncelik hır­çın kuzey sularında ulaşımı sağlamaktı. Fakat atiklik, hız ve işlevsellik konusunda onlardan çok daha ileriydi. Vikingler için öncelik konfor değil hız ve çe­viklikti. Viking gemilerinin bir diğer önemli özelliği hızlı bir şekilde inşa edilebiliyor olmalarıydı. Ayrıca bu gemileri taşımak da oldukça kolaydı. Vikingler yol­culuklarında oldukça uzun mesafeler kat ettikleri için gemileri de istedikleri anda, istedikleri yerde kolay­lıkla demirlenecek şekilde inşa edilmişlerdi. Bu, aynı zamanda Viking gemilerinin önemli teknik avantaj­larından birisiydi: Gemilerini demirlemek için büyük limanlara ihtiyaç duymuyorlardı. Bu gemiler ayrıca ne­hirlerde de hızla ve çeviklikle hareket edebiliyorlardı. Nehirden nehire kolaylıkla elle taşınabiliyorlardı. Bu Fransa’da, İngiltere’de ve özellikle Rusya’da sıklıkla yapılmıştır.[12] Vikinglerin yağmalarındaki başarılarının sırrı, öncelikle gemilerinin özelliklerinde yatıyordu fa­kat buna ilave olarak Vikingler oldukça etkili silahlara sahiptiler. Bunların içinde en önemlisi Vikinglerin te­mel silahı olan kılıçtı. Kılıçlar Vikingler tarafından ata yadigârı olarak görülüyorlardı. Kılıçlara ‘savaş yılanı’, ‘engerek’, ‘savaş şimşeği’, ‘kan yılanı’, ‘dul bırakan’ gibi isimler veriliyor, babadan oğula nesillerce aktarılıyordu.[13] Viking Çağı silahları düşünüldüğünde akla ilk gelen silahlardan birisi de baltadır. İskandinavyalılar, baltayı ciddi bir savaş aleti olarak kullanmışlardır. Dö­nem Avrupasının birçok bölümünde balta artık eski bir savaş aletiydi ve pek kullanılmıyordu, fakat Vikingler için balta vazgeçilmez bir savaş aletiydi. Kılıç ve baltadan sonra en önemli ve etkili silah Vikinglerin savaşlarda kullandıkları oldukça uzun mızraklardı.

Çünkü pagan Viking mezarlarında kılıçtan sonra en yaygın olarak görülen silah mızraktı. Vikinglerin sa­vunma amaçlı kullandıkları silahların başında ise kal­kan gelmektedir. Kalkanlar genelde ahşaptan yapılır, ortasında eli korumak için demir bir kısım bulunurdu. Vikingler hakkında yanlış bilinen birçok şey vardır. Sanırım boynuzlu miğfer bu listede ilk sırada yer al­maktadır. Miğferler hakkında söylenmesi gereken ilk şey boynuzlardır. Günümüzde yaygın olarak Vikinglerin savaşlarda boynuzlu miğfer taktıkları dü­şünülür, fakat bu yanlış bir bilgidir. Bu güne kadarki hiçbir arkeolojik kazıda Viking savaşçıların boynuz­lu miğfer taktıkları düşüncesini doğrular bir veri ele geçmemiştir. Dahası, kazılarda bugüne kadar sadece bir tane Viking miğferi bulunmuştur ve bu boynuz­suz bir miğferdir.[14] Özetlemek gerekirse, Vikinglerin savaşçılıktaki ve denizcilikteki üstünlükleri Avrupa’da yarattıkları büyük yıkıma ve kaosa yol açmıştır. Ancak bunun yanında Hıristiyan Avrupayı düzene girmeye ve askeri olarak kendisini donatmaya zorlamıştır. Haçlılar da bir bakıma Viking Çağı’nın bir ürünüdür. Vikingler, Avrupa’yı politik ve askeri olarak toparlanmaya zorlamış, onların savunma sistemlerini güçlendirmiş ve onları daha güçlü kılmıştır. Vikingler olmadan Avrupa’nın tüm bunları yapması mümkün gözükmüyordu. Diğer taraftan İzlanda’ya yerleşen Vikingler, burada muazzam bir edebiyat ortaya koymuşlardır. Nors edebiyatının ve tarihinin büyük bir kısmını bu kayıtlardan öğrenmekteyiz. Doğuya gelen Vikingler ile İslam dünyası ve Türk halkları arasında bilinenden ve düşünülenden çok daha derin ilişkiler olduğu aşikârdır. Son yapılan araştırmalar bunu göstermektedir. Heimskringla Sagasında Odin adında birinin Orta Asya’dan, Turkland olarak adlandırılan bir yerden İskandinavya’ya yaptığı göçten bahsedilir. Bilindiği gibi Odin, Nors panteonuna sonradan girmiş bir tanrı adı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yakın zamanda İsveç’te Birka’da bulunan Viking dönemine ait bir yüzüğün taşının üzerinde Arapça olarak ‘‘Allah için” yazmaktadır[15].

Selim KARAGÖZ

ASÜ, FEF, Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi, G-Mail: skaragoz24@gmail.com.

Alıntı Kaynak: Aksaray Üniversitesi, Genç Kalemler Dergisi, Sayı: 1


Dipnotlar:
[1] İncil Yeremya I: 14, http://incil.info/arama/Yerem- ya+1.04.06.2014.
[2] J. G. Campbell, The Viking World, s.65: Frances Lincoln, 2001, s.26.
[4] J. A. Holvik, Beginners Book in Norse, 1910, s.70.
[5] W. W. Fitzhugh, E. I. Ward, (eds.), Vikings the North Atlantic Saga, 2000, s.186.
[6] R. Wernick, The Seafarers the Vikings, 1979, s.73.
[7] K. Holman, Historical Dictionary of the Vikings, 2003, s.145.
[8] J. Haywood, The Penguin Historical Atlas of the Vikings, 1995, s.94. J. Haywood, The Penguin Historical Atlas of the Vikings, 1995, s.94.
[9] K. A. Seaver, The Last Vikings, 2010, s.47.
[10] Campbell (ed.), age, s.184.
[11] F. D. Logan, The Vikings in History, 1991, s.185.
[12] B. Nurmann, C. Schulze, T. Verhulsdonk, The Vikings Recreated in Colour Photographs, 1997, s.7.
[13] I. Pierce, Swords of the Viking Age, 2002, s.2.
[14] E. Roesdahl, D. M. Wilson, D. M, Scandinavia and Europe 800-1200, Nordic Council of Ministers, Crusader, 1992, s.194.
[15] Ayrıntısı için bkz. Selim Karagöz, Vikingler ve Viking İstila Çağı, Aksaray Üniversitesi (Basılmamış Y. Lisans Tezi), Aksaray 2014.
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.