12 OCAK 1881 – GÖKTEPE KATLİAMI
138 yıl önce bu gün Türkmenistan Merv de Göktepe katliamı olmuş ve Ruslar tarafından binlerce sivil Türkmen katledilmiştir.
Şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Unutmadık, Unutmayacağız.
Bilmeyenler ve öğrenmek isteyenler için:
Ruslar, 12 Ocak 1881’de çocuk ve kadınlar dahil binlerce Türkmeni Göktepe kalesinde katletmişti. Göktepe Savaşı, Türkmenistan’da Aşkaabat’ın 50 kilometre kuzey batısında bulunan yerde Ruslar’ın Türkmenlere karşı yaptığı büyük bir katliamdır.
Çarlık Rusyası’nın işgalci ordusunun Türkmenistan’ın Göktepe şehrindeki Göktepe Kalesi’nde kuşattığı onbinlerce Türkmen, gösterdikleri büyük bir direnişten sonra Ruslar tarafından hunharca katledilmişlerdi. Tarihi belgeler 40 bin kişinin hayatını kaybettiğini yazıyor.
Türkmenistan’daki Yengi Şeher kalesi 1881 yılında işgalci Rus Çar imparatorluğu ordusu tarafından ele geçirildi. Kalenin gerçek adı Yeni Şehir’dir.
Aralık 1880’de, general Mikhail Dmitrievich Skobelev komutası altındaki son derece modern teknolojileriyle donatılmış 6 bin kadar Rus askeri Göktepe’yi işgal etti. Bu işgal yirmi üç gün sürdü. Rus ordusu daha sonra saldırıya geçti. Ruslar 12 Ocak günü 25 bin kişinin savunduğu şehri üstün teknolojileriyle ele geçirmeyi başardılar.
Türkmenler burada büyük bir direniş gösterdiler ancak yine de büyük kayıplar verildi. Ruslar, kalelerin altına yerleştirdikleri bin 160 kilogramlık dinamitlerle kaleyi içten vurdular. Ruslar, büyük saldırılar sonucu kaleyi ele geçirdiler. Kalede bulunan yaklaşık 50 bin kadar sivil insan çöllere doğru savrulmaya başladı. Çöllere dağılan insanlar Rus ordusundan kurtulamadı. Ruslar, 6 bin 500 kadar insanı kalenin içinde katletti. Ruslar bu işgal sırasında çok az kayıp verdiler ancak Türkmen askerlerin çoğu hayatını kaybetmişti.
Türkmenistan’ın kurucu Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı tarafından kaleme alınan Ruhname kitabında, 1879 ve 1881 yıllarında Göktepe savaşında asker ve sivil 40 bin Türkmen’in şehit düştüğü belirtilmektedir.
1996 yılında Türkmenistan’ın ikinci büyük camisi olan Şehitler Camii Göktepe şehrinin merkezinde yapıldı.
Türkmenistan’da her 12 Ocak’ta Devlet Başkanı, Bakanlar Kurulu üyeleri, milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, yabancı misyon şefleri ve çok sayıda vatandaşın katılımları ile törenler düzenlenmektedir. Törenler başkent Aşkabat’a 50 kilometre uzaklıktaki Göktepe Kalesi’ndeki Şehitler Camii’nde yapılmaktadır.
Vatan topraklarını korumaya çalışan ve katliamda şehit düşen Türkmen askerleri ve halkı her sene “Göktepe Şehitleri anısı” adı altında tiyatro oyunlarında yaşatılmaya ve unutulmamaya çalışılıyor. Topraklar için şehit düşen Türkmenler her yıl saygıyla çeşitli etkinliklerle anılmakta ve ruhlarına toplu mevlitler okunmaktadır.
Şehitlere toplu olarak dualar edilir, mevlit yemeği yenir ve anma dolayısıyla her yıl olduğu gibi bir günlük tatil edilir ve bayraklar yarıya indirilir. Televizyonlarda eğlenceli programlara yer verilmezken, Göktepe Savaşı’na atfen yayınlar yapılmaktadır.
Alıntı Kaynak: Sn. Halil Ülker’in Facebook sayfasından alınmıştır.
Türk devletleri ne yazık ki iktidar kavgaları yaparak sürekli güçlerini yitirdiler. Oysa yaşadıkları çağa damga vuracak birçok
olayın öznesi de oldular. Bu hazin durum iç bünyeye değer vermeyen onu incelemek zahmetinde bulunmayan yönetenler
bugün de ne yazık ki görülmektedir. Atalarımız şöyle der: AKLINA GELENİ SÖYLEYENE DELİ DERLER! Ne hazindir ki bu
hala devam etmekte ülkemiz içinde bulunan kıymetler sistemin içine sokulamamaktadırlar. Ben kamu yönetimi, siyaset ve çevrebilim hocası olarak disiplinler arası bir çok yayınım oldu. Yüksek Lisans tezim ” siyasal katılma ve açıklık ilkesi” idi. Tam not alarak mezun oldum ve tezim Orta doğu Amme İdaresi tarafından basılmak üzere istendi. Doktora tezim ise yine ülkemizin bir derdi olarak gördüğüm ” parti içi demokrasi ve Türkiye” adlı çalışmamdı. Öyle dikkat çekti ki sayısını bile unuttuğumuz basımı Gündoğan Yayınevi tarafından kamuoyuna sunuldu. Ancak bir atasözü var: “fincancı katırlarını ürküttük” Bir tek rahmetli Süleyman Demirel üniversiteme gelip takdir ve tebriklerini rektörlüğün düzenlediği toplantıda kamuoyuna sundu. Bekleyen derviş muradına erermiş.. Maalesef böyle akmıyor sular. Kirli ve arınması oldukça zor. Bakın ülkemiz yirmi yıla yakındır aynı biçimde daha da sertleşerek yönetiliyor. Çevre Master Planlamalar ve Yeni Bir Kent Modeli adlı çalışmam büyük dikkat çekti ve dış dünyadan dış basın basım izni istedi ve basıldı. Ülkemizden hala tık yok! Kentlerimiz kan ağlıyor. Bir ata sözü ile noktalayayım. Armudun iyisini ayılar yermiş! Tabi ovalarda dağlarda armut kaldı ise!