Türk Tarihi

ŞAMANLAR HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER

0 3.565

Şamanizm, Türklerin Müslümanlığa geçmezden önceki inanç sistemi idi. 

Derler ki, şamanlığın genetik kökenleri vardır ve kimin şaman olup, olamayacağı çocukluğundan belli olur. 

Tanrılardan işaret alındıktan sonra da çocuğun çok fazla seçeneği yoktur. Ya ölecek, ya delirecek ya da deliliğin sınırlarını aşıp, şaman olacaktır.

Şamanların özel güçleri vardır.

Şamanlar, bir din görevlisi, şifacı ya da büyücü olarak tanımlanabilir. Şamanın en temel özelliği, ruhlarla temas duruma geçebilme özelliğidir. Bu gücü sayesinde mistik parçalanma (ölüp dirilme), hastalık tedavisi, kutsama gibi misyonlarını gerçekleştirebilir. Bu teması elbette herkes gerçekleştiremez, bu güce hasıl olmanın genetik kodlarla taşındığı savunulur. 

Şamanlar genellikle rahatlıkla transa geçebilecek kişiler arasından seçilir. Genellikle de kadınlar arasından seçilir. Olur da erkek bir şaman olursa dahi, giydiği kıyafetler kadın kıyafetleridir. Dini ritüel esnasında giyilen kıyafete manyak denir. Bu elbise garip ve ruhani olduğu söylenen objelerle doludur.

Şaman olabilmek için en önemli şart… 

Şaman olabilmek için en önemli şart, Tanrı ile iletişime geçebilmek ve ritüel esnasında transa geçebilme yetisine sahip olmaktır. Bu yeteneklere sahip olduğu ve şamanlık için de uygun olduğu düşünülen adaylar belirlenir. Buradaki kilit nokta şudur: Şaman, adayı; aday da şamanı seçer. 

Eğitim, adayın benliğinin yok edilmesiyle başlar. Yaklaşık 10 gün süren bu süreçte şaman adayının, dünyevi şeylerle olan ilişkisini kesmesi beklenir. Eğitim öncesindeki tüm bildiklerinden, o yaşına kadar tüm öğrendiklerinden feragat etmesi istenir. Tıpkı bir ölü gibi geçmişiyle olan tüm bağını koparması ve usta şamana tamamen ve koşulsuz bir şekilde uyacağını vaat etmesi beklenir. 

Şamanlık eğitim yaklaşık 15 yıl gibi bir süreç alır ve bu dönemde şaman adayı, öğreticisini koşulsuz bir biçimde izler. Bu süreçte adayın yaşayacağı mental zayıflık, savsaklama, aksama ya da şüphe gibi durumlar eğitim sürecinin kesilmesine ya da bitmesine neden olur.

Ayin biter ve şaman hiçbir şeyi hatırlamaz.

Şamanlık ile ilgili birçok şey zaten oldukça ilgi çekici ve farklı iken, şamanların dini ritüel ya da ayin esnasında yaşadıkları trans hali fazlasıyla merak uyandırıcı bir durumdur. 

Öncelikle ayinin gerçekleştirileceği yerde küçük bir ateş ve birbirinden farklı kokular yayan tütsüler yakılır. Ayini izlemek serbestti fakat ayin esnasında odayı terk etmek yasaktır. Manyak denilen kıyafetini giymiş olan şaman, tütsülerden yayılan dumanla birlikte transa geçmeye ve hızlı hızlı hıçkırmaya başlar. Daha sonra bir miktar su içer fakat bu suyu yutmaz, majikal bir çember oluşturacak şekilde 4 farklı köşeye tükürmeye başlar. Çember oluşturulduktan sonra ateşin sönmesi beklenir ve trans halindeki şaman da davul çalmaya, farklı ezgilerde şarkılar söylemeye başlar. İşte tam bu esnada şamanın, başka ruhlarla iletişime geçmesi ve bu ruhlardan yardım istediği söylenir. 

Ayin bittikten sonra şaman, trans halinden çıkar ve ayin esnasındaki hiçbir şeyi hatırlamaz.

”Onlar, kötülük yapmaya çalışırlar.”

Ünlü Rus Türkolog Vasili Vasilyeviç Radlof, Orta Asya’yı kapsayan gezilerinde edindiği bilgileri şöyle aktarıyor: 

Şamanın hali bir hastalık mı, delilik mi yoksa bir oyun mudur? Hayır bunlardan hiçbiri değil. İyi melekler insanları korumak ve takdis etmek üzere semanın en yüksek hükümdarı tarafından gönderilirler, fakat kötü ruhlar ne yaparlar? Bunlar vücutsuz ve akıllı yaratık oldukları için elbette ki, büsbütün hareketsiz kalamazlar. Bunlarda mutlaka bir hareket arzusu bulunduğunu kabul etmemiz icab ettiğine göre, bu arzu da pek tabi olarak kötülüğe doğru yöneltilmiştir. Maddi tabiat onların gayreti karşısında hissiz kalır, bundan dolayı onların düşmanca hareketleri için yegane faaliyet sahası insanlardır. Onlar, dünyada insanlar arasında çöldeki aslanlar gibi yaşarlar ve insanlara, eşkiyalar gibi her yerde zarar vermeye, kötülük yapmaya çalışırlar. Doğrudan doğruya yapılan bu hücum, bizim fikir, arzu hareketlerimizde tecelli ederi uyanık olursak, onlarla mücadele ederiz, Tanrının yardımı ile uzaklaştırırız. 

Ayrıca ekliyor;

öyle misaller vardır ki, kozaklar kendinden geçmiş şamanı kamçı darbeleriyle ayıltamamışlardır, diğer cihetten öyle misaller de vardır ki, (kendi tecrübeme göre söylüyorum) kendinden geçmiş bir şamanın elinden derhal davulunun düşmesi için papazın müdahelesi kafi gelmiştir.

”Eski Türk inancına göre ölü…”

Şamanizm inancından, bizim kültürümüze geçmiş birçok gelenek ve adet vardır. Daha önce bu adetleri anlatan şu içeriğimizi yapmıştık. 

Şimdi ise bu adetlerden en ilginç olan birkaç tanesinden bahsedelim. Kişisel olarak benim en çok ilgimi çekmiş ve bende merak uyandırmış olanı anlatalım. 

Karadeniz’de yaygın olan -özellikle Giresun ve Ordu taraflarında- ilginç bir cenaze töreni adeti var. Giresun ve Ordunun bazı köylerinde ölünün evden çıkarılması ve camiden mezarlığa götürülmesi sürecinde tabut, tabutu taşıyanlar tarafından ölünün yaşadığı mahallenin tüm sokaklarında gezdirilirmiş. Tabut sokak sokak gezdirilir hatta bazen başka mahallenin sokaklarında bile dolaştırılırmış. Bu gezdirmenin amacı ise ölünün kafasının karışmasını sağlamak. Bu gezdirmenin amacı ise yaşadığı evi, sokağı, mahalleyi unutsun, geri gelip yaşayanları rahatsız etmesin ve öte aleme rahatça göçebilsin diye. 

Eski Türk inancına göre ölü, yaşadığı yeri unutsun da tekrar geri gelemesin diye, ölü aynı şekilde gezdirilir, uzak bir yere defnedilir hatta ormanda bir süre bekletilirmiş. Bu sayede ruhun kafası karışır, gidecek yer bulamaz ve öbür aleme uçmaktan başka çare bulamazmış. 

Eski Türk inancına göre bir kimsenin ölmesi, kalbinin durması demek değilmiş. Ruhun bedenden çıkması ve uçması için mutlaka yerine getirilmesi gereken ritüeller varmış. Bu tür ritüeller de hem ölünün dünyayı rahatsız etmemesi hem de gerçek manada ölebilmesi için zaruriymiş.

Kaynak: http://onedio.com 

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.